• TU-RA
  • HAKKIMIZDA
  • HALI YIKAMA
  • DİĞER HİZMETLER
    • KOLTUK YIKAMA
    • YATAK YIKAMA
    • YORGAN YIKAMA
  • FİYATLAR
  • İLETİŞİM
    • SSS
    • YARARLI BİLGİLER
  • TU-RA
  • HAKKIMIZDA
  • HALI YIKAMA
  • DİĞER HİZMETLER
     
    • KOLTUK YIKAMA
    • YATAK YIKAMA
    • YORGAN YIKAMA
  • FİYATLAR
  • İLETİŞİM
     
    • SSS
    • YARARLI BİLGİLER
Halı Tarihi
Coğrafi bölgeye dayalı olarak geleneksel Halı kullanımı, üretim alanı, Kuzey Yarımküre`de 30-45 Enlemleri arasında kalan kuşaktır. Tarihsel yaklaştığımızda ise bu bölgede, Türk kökenli halkın egemen olduğu açıktır. Orta Asya`dan Batıya uzanan bu kuşağın kuzeyinde kürk ve pösteki, güneyinde ise hasır ve pamuk dokuma ürünleri kullanılırdı. Bu kuşak içinde kalan, hayvancılıkla uğraşan, Çin, Hindistan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan ve Kafkas ülkeleri ile İran`da ve Türk yönetimi sırasında Balkan ülkelerinde yaygınlaşan Halı ve kilim türü el dokumacılığı, o dönemde Mısır, Kuzey Afrika ve ispanya`ya kadar genişlemiştir. İskandinav ülkelerinde de Orta Asya temeline dayalı dokuma yapılmakta.

Türk kökenli toplumlarda Halı yapımı geleneksel yaşantılarına bağlı olarak gelişmiştir.Sürü güdücülüğü ve hayvancılıkla uğraşan Türkler, kendilerine kültürel ve sanatsal bütünlüğü edindiren, geleneksel alışkanlıklarını bu yönde kazanmışlardı. Özellikle ulaşım olanaklarının zor olduğu yörelerdeki halkın, geleneksel dokuma sanatı aracılığı ile en azından bir zanaat edindiği açıktır.Koyun yetiştirilmesi, yünün eğrilmesi, ipliğin boyanması, amaca yönelik halı ve dokumanın oluşturulması birdenbire olacak işler değil. Toplumda akademik eğitim benzeri, gelenekleri gerektirir. Bilimsel anlamda, M.Ö. 5-4. yüzyıllara tarihlenen en eski düğümlü halı örneği, Rus bilgini S.I. Rudenko’ nun 1949 da yönettiği Altay kazıları sırasında, iskit kurganlarında bulun muştu. Pazirik halısı diye bilinen, 200×189 cm. boyutunda, cm2. de 36 Düğüm sıklığında ve yün`den dokunmuş olan halı, bugün Leningrad, Hermitage Müzesindedir. 1906-1908 yılları arasında, Orta Asya`nın Turfan bölgesindeki mezar araştırmalarında, M.S. 5-6. yüzyıllara ait düğümlü halı parçaları bulunmuştur.

Anadolu da bulunmuş en eski Halı örnekleri 12. ve 13. Y.Y`a ait olduğu bilinen Halılar, Anadolu Selçukluları ` ndan günümüze kalanlardır. 1905 yılında, Loytved tarafından, Konya Alaeddin Camisi`nde bulunan sekiz, 1929 yılında, Riefstahl tarafından, Beyşehir Eşrefoğlu Camisi`nde bulunan üç Halının, bir bölümü İstanbul Türk ve islam Eserleri Müzesi ile Konya Mevlana Müzesi`nde sergilenmektedir. Anadolu Selçuklu dönemi Halı örneklerine, 1936 yılında Fustat (Eski Kahire) Kazılarında rastlanır. Parçalar halindeki bu Halılardan, yedi örnek Stockholm de sergilenmektedir. Bu Halılarda, Kufi yazı benzeri Kenar Su ile geometrik, simetrik, zemin motif ilişkisinde, bitki, bulut, dört yön ve yıldız 14.yy dan sonra ağırlıklı olarak, soyutlanmış kuş ve ejder gibi şaman inancı etkisinde koruyucu hayvan motifleri kullanılmış olduğu görülür. Anadolu Halıları Türklerin geleneksel yaşantıları içinde önemli kullanım ve üretim alanı olduğu gibi Selçuklu döneminden beri, komşu ülkelere satılan ve ziyaretçilere hediye edilen en değerli mal idi ve götürüldükleri ülkelerde de bir üstünlük göstergesi sayılmışlardı. Anadolu Halıları zamanın yazılarında övgü ile anlatılmış, tablolarında resmedilmişlerdi. Avrupa yönetici sınıfının El Sanatlarına yönelik olumlu yaklaşımı, 1851 yılında Londra, 1855 yılında Paris`te açılan sergiler ile geniş halk kitlelerine yaygınlaştırılmıştı. Bu etkinlikler sonucu, Avrupalı eski sanat eserlerine sahip çıkmış, İtalya, Hollanda ve Almanya da Hanns Memling, Hanns Holbein, Lorenzo Lotto, Carlo Crivelli gibi pek çok ressam Anadolu dan gelen Halıları tablolarında resmetmişlerdi.1891 de Viyana Sergisi açılır, 1882 de Robinson Londra`da, 1901 de Wilhelm Von Bode ve F.R.Martin, 1907 de Sarre, 1914 te Kühnel, 1922 de Kurt Erdmann, 1931 de R. Riefstahl, 1937 de G.J. Lamm gibi araştırmacılar Anadolu Halıları konusunda yayınlar yapmışlardır. Bu konuda Türkçe yayın 1938 yılında, İzmir Valisi Kazım Dirik yapmıştır. Daha sonra yapılan Türkçe yayınlar yabancı yayınların çevirisi niteliğinde, alan araştırmalarına dayanmayan yayınlardı. Selçuklu yönetimi Haçlı akınları ile zayıflayıp, Moğol işgali ile yıkılmasına rağmen, Türk halkının Kültürel ve Sanatsal bütünlüğünü sağlayan Halı Sanatı, Uşak Grubu`nun Kuşlu, Yıldızlı, Sofralı, Post ve Çintemani motifli Halı örnekleri ile, İran üzerinden getirilen ustalar etkisinde Osmanlı Saray Halıları ile gelişerek günümüz Hereke tipi Halılarında netleşmişlerdir
Öte yandan yabancı ressam adı altında toplanan, Anadolu, Türkmen ve Yörük Aşiretlerinin orijinal değerde Halıları, İzmir, Manisa, Çanakkale, Konya, Milas, Kayseri, Sivas, Kars, Kırşehir, Malatya gibi günümüz Yöre Halılarında netleşir.Bu yörelerin Anadolu ilk çağ yerleşimleri ( Troya, Bergama, Laodikeia, Tralles, İconium, Theodosiopolis, Qayseriyya) ile aynı olması, dokuma sanatı geleniğini Antik çağ `a bağlar. Geleneksel devamlılığı, çeşitli kültür etkinlikleri ile bütünleyip, evrensel düzeyde yaşatabilmeyi uygarlık ölçüsü olarak alırsak: Coğrafi konumu gereği doğu-batı, kuzey-güney Kültürlerindeki insanlara en uygun bağlantıyı ve ılımlı bir yaşantıyı sağlayan Anadolu gibi belirli yerler her zaman insan topluluklarını üzerine çekmiş, farklı kültür verileri ile kendine özgü bir uygarlık oluşturarak, çevrelerine devamlı kültür kaynağı olmuşlardır. Pek çok açık ve kapalı bölgelerin, zengin doğal kaynakları, verimli toprakların Anadolu`da bulunması kültürlerin canlı kalmasına, gelişmesine ve birbirlerini etkileyerek renkli gelenekler oluşturmasına neden olmuştur. Anadoluda kültürel odaklaşmalar, Batı`da Ege ve Yunan ile Trakya, Makedonya. Orta Anadolu`da, Mezepotamya ve Mısır. Doğu Anadolu ise İran, Sasani, Kafkas ve Orta Asya Kültürleri ile karşılıklı ilişkiler ve etkileşim içinde olmuştur. Anadolu gibi zaman zaman zıt kültürlerin birbirine üstün geldiği, bir coğrafya da toplumun geleneksel niteliğini yozlaştırmadan uzun zaman canlı bir yapıya sahip olan Kültür, Gelişip klasik örneklerini yaratıp, zaman içinde kendisini arındırıp yenilemez ise hantallaşır, yozlaşır ve tarih konusu olup gider. En ufak toplum biriminden başlayarak, toplumun bütününe yayılmış olan geleneksen Halı ve Dokuma Sanatı, Orta çağ boyunca Anadolu`da insanların bir erdeme yönelmelerini sağlamış, yaşam tarzına yatkınlaş tırılmalarını bir okul işlevinde yapmıştır.
Osmanlı Döneminden Günümüze Halı
Akıl edilmedik düşüncelerin, bilinmedik uğraşların ve pek çok konuda yeni değerlerin düzenlendiği, hantallaşmış askeri ve idari yöntemlerin, alışılmış geleneklerin inançların değiştiği 300 yıllık zaman kesiminde, üç kıtaya yayılmış topraklarda hüküm süren Osmanlı yönetiminde Geleneksel El Dokumacılığı kapsamındaki Halı Sanatı devam etmiştir. Osmanlı yönetiminde Devlet düzenine zarar vermemek koşulu ile kimden gelirse gelsin, akıl, fayda ve çıkar`a yönelik her türlü düşünce uygulamaya açıktı. İslam inancı bile başlangıçta katı kurallara değil, Sunni, Şii, Kalenderi, Bektaşi, Babai, Haydari, Batıni, Hurufi, Ahi, Apdal, Mevlevi, Dehri, Meşşai, İşraki, Hanefi gibi pek çok çeşitlilik içindeydi. Anadolu Türkmenlerindeki bu çeşitlilik, ürettikleri dokumaların da çeşitlenmesini sağlam ıştı. Türk Sanat bütünlüğü içinde yapılan Halı motifleri bizi geometrik temele dayalı, İslam süsleme düzenine, Hitit Uygarlığının Ana Tanrıça Kültürüne, Mezepotamya ve İyon Medeniyetinin sadeliğine, Orta Asya şaman ve Mandala düşünce sistemlerine götürmektedir.Ayrıca bu motiflere yüklenen gizli ve sihirli anlamlar sembolleştirilerek çok farklı çağrışımlar oluşturmaktadır. Bu nedenle Geleneksel Türk Halıları her dönem, evrensel sanat örnekleri arasında yerini almışlardır.

Yöneticiler kendi ölçüleri içinde yetiştirilir ve o değerler ile yaşardı. Sarayın Sanatsal gereksinimleri genellikle görevlendirilmiş Türkmen Aşiretleri ve Halk arasında isim yapan ustaların seçilerek çalıştırıldıkları, Enderun`a bağlı Ehlihiref Ocakları tarafından karşılanırdı.Halk Sanatkar ve Ustaları ise Ahi ve Lonca kuruluşları ile düzene sokulmuştu. Osmanlı Yönetimi, kurduğu bu düzen ile Selçuklu ve Bizans`ın, Doğu Avrupa ve Mısır`ın bereketli mirasına sahip olmanın getirdiği rahatlık sonucu ve Molla Müslümanlığı etkisinde, eskiye ait olan değerleri yenilemeyip, Batı`dan yüzeysel örnekler taşıyıp, yeni çağın, yeni düşünce ile başladığını geç fark ettiler, yanlış algılayıp ve olup biteni pek farkına varamadan tarih olup gittiler. Anadolu`da Geleneksel Halıcılığı Türkmen ve Yörükler yapıyordu. Osmanlı Yönetimi sırasında pek çok Yörük ve Türkmen Aşireti, Trakya’daki yeni topraklara yeni topraklara yerleştirilmiş, Anadoluda kalanların pek çoğu ise hayvancılıktan çok maden ocaklarında çalıştırılmış, askere alınmış, bunların dışında kalanlar da, İran bağlantılı olduğu ve isyan etti gerekçesiyle öldürülmüş ya da İran`a kaçma zorunda bırakılmışlardır. Anadolu da kalan Türkmen ve Yörük Aşiretleri, karakteristik göçebe yaşantıları zorla yerleşik düzene sokulmuş, hayvancılık yerine, pamuk tarlalarında çalıştırılmışlardır. Osmanlının son döneminde yozlaşan Halı üretimi için İran ve İngiltere den getirilen usta ve desenler ile Geleneksel Halıcılığımızın yaratıcıları yeteneksizleştirilerek, ucuz Halı işçisi durumuna getirilmiştir. Halı Sanatı temelinden sarsılmıştı. Osmanlı Dönemi sonunda Geleneksel Halı Dokumacılığı, basit Türkmen ve Yörük Halkı`nın yaptığı değersiz, ucuz bir iş sayılırdı. Kilimler ise pazara yollanan Halıları paketlemeye yarayan adi, dokumalar olarak değerlendiriliyordu.

Endüstrileşme başındaki, yoz geçiş dönemlerinde, geleneksel dokumacılığa ait halı sanatı, geri plana atılmış, sanki modası geçmiş bir nesne olarak hor görülmüştü. yozlaşan kültür değerleri ile makina da yapılan her üretim ucuz ve üstün zannedilmişti. Halbuki Anadolu halılarındaki soyut motif anlayışına Batılı Sanatçılar ancak 1900 lü yılların başında varabilmişlerdi. Avrupa sanatının Rönesans`tan beri vardığı yeni yol soyut sanat`tı. Bu da asırlardır geleneksel Türk Halılarında kullanılan ne yazık ki ülkemizde, günümüzde bile hala küçümsenen, desen ve motiflerdir. Çoğalan yabancı yayınlar, Türklere özgü olan halı dokuma sanatını en azından sanat dışı bırakma ya da Anadolu`nun Hristiyan halkına her hangi bir şekilde bağlayabilme yahut bu dokuma örneklerini Türk Sanat bütünlüğü dışında, bölge bölge, köy köy hatta oba oba parçalara ayırma çabasına girmişlerdir. Bilim ve eğitim için gerekli ve yardımcı olan tasnif sinsice kötü amaçlar için kullanılabiliyor. Anadolu halılarının ayırımı günümüzde bile yabancı isimler altında, desen analizleri ise “palmet”, “madalyon,“ “anahtar deliği“ gibi Türk toplumuna yabancı sözcükler ile yapılıyor. Bu yanlı tutumlara karşı, bilim ve sanat kurumlarımız, müzelerimiz ve bunların ticaretini yapanlar bu yanılgıları düzeltecek cesareti gösterememektedirler.

 

Halının Kalitesi
Halının kalitesini belirlerken 1 metre başına düşen dikey ve yatay yöndeki düğüm miktarı sayılır ve m2‘deki düğüm sıklığı belirlenir. Buna göre halının kalitesi ortaya çıkarılır.
İyi bir halı nasıl belirlenir? – Düğüm sıklığı
Halınız kaliteli mi ?
Halı kalitesini belirlemede düğüm sıklığı en önemli kriterlerden biridir. Halının genel görünümü, renklerin ahengi ve desenin dengesi halının yaşı ve genel durumu kadar önemlidir.
Düğüm Sayımı
Düğüm sayımında çeşitli hesaplama yöntemleri
Çeşitli hesaplama yöntemleri vardır: Birincisinde, cm başına düşen düğümler boyuna ve enine sayılır sonra da çıkan sayılar birbiriyle çarpılır.
Düğüm Sıklığı
Düğüm sıklığının kaliteye oranı
Düğüm sıklığı (dikey ve yatay yönde) m2’ye düşen düğüm sayısı ile ölçülür. Düğüm sayısı orta kalitedeki halılarda m2’de 100.000’den çok kaliteli halılarda m2‘de 10.800.000’e kadar çıkabilmektedir. Bu noktada düğüm sayısına göre halı kalitesinin belirlenmesiyle ilgili aşağıdaki sonuca varabiliriz:

*m2‘de 250.000 ila 500.000 düğüm arası orta kalite,
*m2‘de 500.000 ila 1 milyon düğüm arası iyi kalite,
*m2‘de 1 milyon ila 4 milyon düğüm arası nadir bulunan kalite,
*m2‘de 4 milyon düğümden fazlası çok iyi,
*m2‘de 10,8 milyon düğüm dünya rekoru.

Bazen dm2 başına düşen düğümler sayılır, yani; temel ölçü birimi olarak 10 cm alınır. 1 metre başına düşen dikey ve yatay yöndeki düğüm miktarı sayılır ve m2 ‘deki düğüm sıklığı belirlenir.

Sayım yapmak için halının altından enine ve boyuna 10 cm’lik ölçü alınır. Yükseklik olarak, her bir yumru bir düğüm sayılır ama enine bakıldığında yalnız 90 derecelik yığınlar sayılır. Daha sonra sayımın sonucu 100 ile çarpılır ve böylece metre kareye düşen sıklık belirlenmiş olur.

Tüm üretici ülkeler halı kalite bildirilerinde onluk sistemi kullanmaz. Örneğin, “inç” başına düğüm sayısına göre dokuma ayarlaması her iki yönde de gösterilmektedir.

Pakistan halılarında ise, mükemmellik inçkare başına düşen düğüm ile belirlenirken ilk numara atkı yönündeki düğümleri ikinci numara ise çözgü yünündeki düğümleri verir.

Uzun bir süre, İran Gereh= 6,4 ila 7 cm’i ölçü olarak kullandı. 7 cm ile bir Gereh m2 7×7=49 olur ve m2 ‘ye çevrilir-10.000 cm2 : 49 cm2 = 204,08 dönüşüm faktörü. İran’da Gereh düğümü 1/16 Zar’a eşittir. Ancak, ülkenin tamamında aynı boyutlarda değildir. Rakamlar 102,5 ila 112,5 cm arasında değişir. Eskiden, düğüm sıklığı 30 düğüm/Gereh’di. Neyse ki artık onluk sistem kullanılıyor.

Başka yaygın bir ölçü ise özellikle Tebriz’de dokunan sıra=”Redj”dir. Gereh başına dokunan sıra verilir ve bu da bir 40 “Redj”li bir Tebriz halısında Gereh kare başına 40×40=1600 düğüm olduğu anlamına gelir. Metre kareye bağlı olarak 204,08 dönüşüm faktörü kullanılır. Bu yüzden, 600 düğüm/Gereh kare x 204,08=326.528 düğüm/metre kare.

Çin ise sıra olarak hesaplama yapar. Bir yün halıda atkı ve çözgü yönünde 30 cm başına 90 düğüm bulunur. Dönüşüm formülü ise: 90 x3,28 = 295,20 x 295,20 =87.143 düğüm/m2’dir.

Motiflerin Dili
Halılarda bulunan motiflerin ayrı ayrı anlamları vardır, halı dokunurken verilen bu şekiller kimiz zaman tehlikelerden koruyan, güç, kudret, sağlık gibi anlamlar ifade ederken kimi zaman aile birlikteliğinin devamına, aşıkların düşkünlüğüne ve birlikte olma umuduna işaret eder

Muska ve Nazarlık

Bazı insanların bakışlarında bir güç olduğuna, bu bakışların kötülüğe, zarara, şansızlığa ve hatta ölüme bile sebep olduğuna inanılır. Nazarlıklar işte bu kem bakışların etkisini azaltan çeşitli nesnelerdir. Böylece onu taşıyanları korur. “Muska” ise sahibini tehlikeli dış faktörlerden korumak için, sihirli ve dini bir güce sahip olduğuna inanılan yazılı bir tılsımdır.

Kuş

Halılarında görülen kuş motifleri çeşitli anlamları ihtiva eder. Baykuş ve kara karga gibi kuşlar kötü şans anlamına geldiği gibi; kumru, güvercin ve bülbüllerde iyi şansı simgelemeleri için kullanılır. Kuş; mutluluk, keyif ve sevginin sembolüdür. Güç ve kuvveti simgeler. O, Anadolu`da kurulmuş çeşitli yerleşimlerin, imparatorluk sembolüdür. Kuşlar ayrıca ilahi mesajcılara ve uzun bir yaşama işaret eder. Ejderha ile dövüşmüş Anka kuşu, baharı haber verir.

Pıtrak

Pıtrak, insanların giysilerine ve hayvanların tüylerine yapışan pamuksu bir bitkidir. Onun, kem bakışları savuşturmaya gücünün yettiğine inanılır. Diğer taraftan çiçeklerle dolu anlamında gelen “Pıtrak gibi” deyimi, bu motifin bolluğun bir sembolü olarak un torbaları üzerinde kullanılmasını açıklar.

Göz

Bazı insanları kötülüğe, zarara, şansızlığa ve hatta ölüme bile sebep olan güçlü bakışları olduğuna inanılır. Göz motifleri, insan gözünün kem bakışlara karşı en iyi koruyucu olduğu inancından dolayı ortaya çıkarıldı.

Bereket

Birlikte kullanılmış “elibelinde” ve “koç boynuzu” motifleri bir erkek ve bir kadını belirtir. Bereket deseni, dişiyi gösteren iki adet “elibelinde” motifi ve erkeği gösteren iki adet “koç boynuzu” motifinden oluşur. Kompozisyonun ortasındaki göz motifi, aileyi kem gözlere karşı koruması için kullanılmıştır.

Elibelinde

Elibelinde, anneliğin, dişiliğin ve verimliliğin sembolüdür.

Saçbağı

Saçbağı motifi, evlenmeye olan istediği temsil eder. Eğer bir kadın saçından bir tutamı dokumasında kullanırsa, bu onun ölümsüzlüğe olan arzusunu dillendirir.

Akrep

Akrebin zehrinin korkusundan dolayı, insanlar kendilerini bu hayvana karşı korumak için, akrep veya akrep kuyruğuna benzer mücevherleri taşırlar. İşte akrep motifi de bu amaçla kullanılır.

Yıldız

Yıldız motifi, halılarında üretkenliği temsil eder.

Sandık

Bu motif genelde genç bir kızın çeyiz sandığını simgeler. Bu sandığın içindeki nesneler, eşinin evinde kullanılmak için olduğundan genç kızın beklentileri ve ümitleri dokuduğu, ördüğü ve üzerine nakış işlediği parçalara yansıtılır.

Çengel ve Haç

Halılarında haçlar ve çeşitli çengel tipleri, insanları tehlikelerden koruması için sık sık kullanılır.

Ejderha

Ejderha, aslan gibi ayakları, yılan gibi kuyruğu olan ve kanatları bulunan mitolojik bir yaratıktır. Ejderha, hava ve suyun efendisidir. Ejderha ve Anka`nın uçuşunun, bereketli bahar yağmurları getirdiğine inanılır. Kocaman bir yılan olduğuna inanılan ejderha, hazinelerin ve hayat ağacı gibi sırlı nesnelerin koruyucusudur.

Kartal

Güç, kudret, muska, hükümet egemenliği ve eski dini törelerden ortaya çıkan tılsımlar gibi öğeleri temsil eden kartal figürleri, halı dokumacılığında totemleri işaret eder.

Küpe

Anadolu`da küpeler evlilik hediyesi olarak vazgeçilmezdir. Bu motifi kullanan bir kız, ailesine evlenmek isteğini dolaylı olarak belli etmeye çalışır.

Bukağı

Bukağı; aile birlikteliğinin devamına, aşıkların düşkünlüğüne ve birlikte olma umuduna işaret eder.

El, Parmak ve Tarak

El, Parmak ve Tarak motifi, parmakların kem gözlerden koruduğunu temsil eden beş çizgi ve beş noktayı kapsar. El motifi, verimlilik ve iyi şansı birleştirir. Aynı zamanda bu motif, Hz. Muhammed`in kız kardeşinin elini sembolize ettiği için de, kutsal bir anlam taşır. Tarak motifi genellikle evlilik ve doğum ile ilişkilidir. Bu motif, evlenme arzusunu ve doğumu kem gözlere karşı korumayı ifade eder.

Koç boynuzu

Koç boynuzu, halılarında üretkenlik, kahramanlık, güç ve erkeksiliğe alamettir. Bununla birlikte bu simge, bunu dokuyan kişinin mutlu olduğunun ve bunu açıkça belirttiğinin ifadesidir.

Su Yolu

Su yolu, suyun insan hayatındaki önemini vurgular.

Hayat Ağacı

Hayat ağacı motifi, sonsuzluğun sembolüdür. Bu motif, ölümsüzlüğü araştırmanın ve ölümden sonra yaşam olduğu umudunun bir nişanıdır.

Kurt İzi

İnsanlar bu motifi, kurtlardan ve canavarlardan korunmak için kullanırlar. Tarih öncesi zamanlarda, insanlar tehlikeli hayvanlardan kendilerini korumak için, bu hayvanları taklit etmenin veya onlara benzer şekiller yapmanın doğru olduğuna inanırlardı.
Halı Bakımı İçin Öneriler
  • Halılar için düzenli temizlik şarttır. Halılarınızı güçlü ve tercihen fırçalı elektrik süpürgesiyle halı üzerindeki trafik yoğunluğuna bağlı olarak günlük veya haftada en az iki kere bütün yüzeyi süpürün ve yılda en az bir kez Profesyonel bir firmaya halılarınızı temizletin.
  • Halının üzerine ayak kısmı sivri veya dar eşyalar koymayın. Halı üzerindeki eşyalar ne olursa olsun belirli aralıklarla halının veya eşyaların yerini değiştirin. Aksi taktirde halı havı deforme olacaktır.
  • Sıklığı 900.000 uç ve fazlası olan halıların yüzeyini sivri veya keskin uçlu cisimlerle çizmeyiniz. Çünkü düz duran havların arasına zorlanmayla yatan uçlar, halı havının sık olmasından dolayı kendi kendilerine düzelemeyeceklerdir. Buda uzun sürede halı havlarında deformasyona neden olacaktır.
  • Hav ipliği cinsi ne olursa olsun halı yüzeyine 70 C derece ve üzerindeki herhangi bir maddeyle temas ettirmeyiniz. (SU, ÇAY, ÜTÜ vb.)
  • Halı, Deterjan, Sert yüzey temizleyicileri, çamaşır suyu, tuz ruhu gibi maddelerden uzak tutulmalıdır. Bu ve benzeri maddeler asla temizlikte kullanılmamalıdır. Çünkü bu tür maddeler halı dokusuna zarar vererek halının çürümesine neden olabilmektedir. Genel temizlik için mutlaka profesyonel bir firmaya baş vurun.
  • Halının üzerine dökülen sıvı hemen emici bez, kağıt havlu veya vakumlu süpürge ile halıdan emilmeli ve dökülen maddenin cinsine göre leke çıkarma talimatlarımızda ki gibi işlem yapılmalıdır.
  • Halı yüzeyinde trafik (kullanım yoğunluğu) farkı olan yerler arasında farklılıklar olası kaçınılmazdır. Özellikle düz ve açık zeminli halılarda bu durum daha da belirginleşecektir. Bu durumun önüne geçmek amacıyla halınızın yeri belirli aralıklarla değiştirilmedir.
  • Halı taşınırken veya muhafaza edilirken kesinlikle katlanmamalıdır. Her zaman rulo halinde taşınmalı veya muhafaza edilmelidir. Muhafaza yeri nemli veya rutubetli olmamalıdır.
  • Kesik elyafla üretilmiş halılarda bir miktar tüy dökülmesi kaçınılmazdır. Düzenli olarak güçlü elektrik süpürgesi ile süpürülen halılarda bu durum çok kısa sürede yok denecek kadar azalacaktır.
  • Halılarda görülen gölgelenme üretim kaynaklı bir sorun değildir. Halı üzerindeki trafik farklılıkları, nem farklılıkları ve zemindeki düzgünsüzlük farklılıklarından kaynaklanan ve özellikle açık zeminli düz halılarda daha görünür olan sorundur.
  • Kesik uçlu halılarda ayak izleri görülebilir. Bu durum halının serildiği yere kullanılan desenin sadeliğine ve hav ipliklerinin parlaklığına bağlı olarak artıp azalabilir. Bu tür izlerden rahatsız olan kullanıcıların daha karışık koyu renkli desenler tercih etmesi tavsiye edilir.
  • Halı havının uzun süre direk güneş ışığı alması durumunda renklerde değişim meydana gelebilir. Direk güneş ışığı alan yerlerde halının yerini sıkı sık değiştirerek veya direk güneş ışığı alınan saatler de pencerede perde kullanarak bu durumun önüne geçilebilir.
  • Farklı hav iplik üretim lotlarıyla üretilen halılarda bir miktar farklılık olabilir. Ayrıca daha önce alınıp bir miktar kullanılmış halı ile aynı desenden yeni halı arasında da farklılık mutlaka olacaktır. Eski halı ile eş olarak kullanılmak üzere halı alırken bu durum göz önüne alınmalıdır.
  • Yuvarlak, oval ve sekizgen halılar her kenarı overlok dikilmiş olarak satılırlar ve bu halılarda halı dokuma yönünde (normal halıda saçak takılan bölge) olan kenarlar yan kenarlara nazaran halı dokuma tekniği gereği daha zayıf overlok tutma özelliğine sahiptir. Dolayısıyla çırpma ve dövme bu halılarda overlok patlamalarına sebebiyet verecektir. Bu tür halılar alınırken ve kullanılırken bu özellik dikkate alınmalıdır.
  • Açık zeminli halılar daha kolay kir gösterir ve daha zor temizlenir. Halı seçimi yaparken kullanılacak yerin durumuna göre zemin rengi belirlemek daha sonraki kullanım kolaylığı için faydalı olacaktır. Unutmayınız ki hiçbir leke çıkartıcı lekelenen eşyaya zarar vermeden bütün lekeleri asla tamamen çıkartmaz.
  • Halınız saçaklı ise, saçaklarını kirden korumak amacı ile asla bant yapıştırmayınız. Bantta bulunan kimyasal yapıştırıcı saçaklarda telafisi mümkün olmayan lekeler oluşturabilir.
Bravio - Ultimate Wordprss Theme
Tel1: 0 (242) - 4621035
Tel2: 0 (242) - 4621079
email: info@turahalitemizleme.com.tr

Cumhuriyet Mah. 12. Sokak No:29
Aksu / Antalya
TU-RA Halı Temizleme - 30 yılı aşkın halı yıkama, koltuk yıkama, yorgan yıkama, yastık yıkama, battaniye yıkama ve halı tamiri tercübesi ile müşterilerimizin ihtiyaçlarını profesyonel şekilde karşılıyoruz. Çalışma Saatlerimiz; Pazar hariç hergün saat 08:30-18:00 arasıdır.

Profesyonel, Kaliteli, Hijyenik…

TU-RA Halı Temizleme olarak, Antalya'da müşterilerimizin ihtiyaç duyduğu halı yıkama ve koltuk yıkama hizmetlerine konusunda uzman ekibimiz, kaliteli temizlik ürünlerimiz ve 4000m2 halı yıkama fabrikamızla profesyonel çözümler sunuyoruz. Sizide hizmetimizden memnun müşterilerimiz arasında görmekten mutluluk duyarız.

Instagram

Instagram did not return a 200.
PHTYD
AHTYD
Firmamız PHTYD ve AHTYDüyesidir.
Copyright © 2017 TU-RA halı temizleme